Mazhar
Alanson’un Oylum Talu’ya konuk olduğu programı birkaç kez izledim, parça parça da olsa. Üstat biraz
yaşlanmış, konuşması da yavaşlamış, arada duraksıyor ama Talu’nun sorularını
gayet makul bir şekilde yanıtlıyor, sırasında esprili cevaplar vermeyi de ihmal
etmiyor. Bir ara, manevi dünyası da çok yüksek, mealinde bir yorum geldi sunucudan,
Alanson bunu “Yok, çok yüksek sayılmaz” diye karşıladı, “Öyle şehrin içinden değil, civar köylerden!”
Bu
akıcı söyleşide sanat ve sanatçının üretim süreciyle ilgili konuşurken bir ara
şöyle dedi ünlü müzisyen: Ben satır satır topluyorum. Mesela “Yandım yandım” dizesi Umre’deyken gelmiş aklına, ilk
gün; ikinci gün, izleyen satır yetişmiş: “Ah ki ne yandım.” (Bunları böyle yazıyorum,
kendisi televizyonda anlattığı için, yoksa herkesin ibadeti ya da ibadet
etmeyişi kendine, bunu biliyorum.) Sonra, çok sonra, alakasız bir zamanda, “Bana
yeniden şarkılar söyleten kadın” dizesi gelmiş. Böyle böyle tamamlanmış şarkının
sözleri. Diyor ki: Ondan sonra gitarımı
elime alıp bu sözlere bir beste yapmak benim işim zaten.
Sonra
düşündüm: Acaba diğerleri nasıl yapıyordu? Yani, öteki sanatçılar, şairler, söz
yazarları, besteciler hatta yönetmenler, ressamlar, heykeltıraşlar… Onlar nasıl “topluyordu”?
Öyle
ya, Alanson'unkini tamamen özgün bir metot olarak göremeyiz. Bir şiiri, masasına
oturduğu anda ve bir batında kotaran
sanatçıların sayısı çok olmasa gerek. Bunu güncelerden, anı kitaplarından
biliyoruz. Bazen bir şiirin yazımı çok uzun zaman alıyor, şair doğru dize için
yıllarca bekleyebiliyor. Diğer türler için de aynı şeyi söylemek mümkün tabii. Öykü
özelinde konuşmam gerekirse: Bir hikayenin yazımını tetikleyen fikirle onu
işlerken kullandığınız bir detay arasına yirmi-otuz yıl girebiliyor. Yolda
yürürken duyduğunuz bir cümle birkaç hafta sonra bir arkadaşınızla sohbetiniz
sırasında gelen başka bir cümleyi önceleyebiliyor, sonra onunla kesişebiliyor. Sanırım
edebiyatçılar, o büyük eserlerin yazarları, onlar da eserlerini böyle satır
satır, parça parça topluyorlar, sonra her şeyi birleştiriyorlar.
Ne
denir, iyi ki topluyorlar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder