9 Temmuz 2022 Cumartesi

ÇOCUKLUĞA VEDA YOK


 

Çocuk sahibi olmak hayatının bundan sonraki bölümünde kalbini bedeninin dışında taşımaktır. Nerden ve kimden okuduğumu hatırlamadığım bu cümleyi yıllar önce Arzu’ya söyledim. O zaman Kerem henüz karnındaydı. Ne kadar doğru bir söz, dedi Arzu; birkaç ay sonra onun hayatının bundan sonraki bölümü başlayacaktı. Aradan yıllar geçti ve benim de bu cümlenin pratik anlamını tecrübe edeceğim günler geldi. Tam olarak söylemem gerekirse, 9 Temmuz 2008’de.

Kalbini bedeninin dışında taşımak. Geçen gün havuza atlamalar esnasında normalden biraz daha şiddetli bir ses duyunca endişeyle kafamı çevirdim ve nedense seneler önce Arzu’ya söylediğim bu cümleyi hatırladım. Az ilerde Aras bir miktar havuz sefası sürüyordu ve bir problem yoktu. Kabul ediyorum, ben biraz pimpirikli babalardanım. Gerçi bu anlamda yalnız olduğumu düşünmüyorum; biz kalabalık bir türüz. Endişe, ebeveynlik okulunda zorunlu bir derstir.

Mükremin Çıtır o kadar kızdığı ve sürekli atıştığı kardeşi Lütfiye’ye aslında duyduğu derin sevgiyi anlatırken, senin parmağına kıymık batsa benimki kanar, demişti. Evlat söz konusu olduğunda durum daha beter tabii. Parmak kanasa iyi, kalbiniz de hırpalanıyor. Sürekli bedeninizin dışında olan kalbiniz.

Zamanın nasıl acımasızca hızlı geçtiğini anlamak için çocuklara bakın. Kendi çocuklarınıza, tanıdıklarınızınkilere. Dünkü çocuklar bir gün bambaşka bir insan olup çıkarlar ve siz de artık yaşlanmaya başladığınızı anlarsınız. Ben -size tuhaf gelecek ama- o günleri neredeyse hiç hatırlamıyorum. Fotoğraflar ve video kayıtları olmasa o acemi babalık deneyimini yaşadığıma belki inanmayacağım.

Yıllar önce berberdeki o zorlu tıraştan sonra elinde lolipopla otururken bana aniden, baba ben elmanın içiyim, sen elmanı kabıyısın, diyen çocuk bu sene liseye başlayacak! Bu durum beni çocuk sözcüğünün Türkçedeki kullanımları üzerine düşündürtüyor. Aras kaç yaşına gelirse gelsin Nilay’la ben ondan sıklıkla çocuk diye söz edeceğiz. Annemle babamın Bahar ve benden bahsederken, bunu çocuklara soralım ya da çocuklar gelince şunu yapalım, demeleri gibi.

Kerem ve Arzu şimdi İngiltere’de, tatildeler.

Mükremin ve Lütfiye hep aynı yaştalar.

Biz Sığacık’ta bir oteldeyiz. Havuza yakın bir yerde, elimde kitap, oturuyorum. Etraftaki seslere aldırmadığımda kitaptan birkaç sayfa okuyabiliyorum.


                    KİTAPLAR ÇEVRELER Bir Gazetecinin Edebiyat Adamı Olarak Portresi I. Metin Münir’in Zavallı Kalbimi Rahatlat adlı...