25 Ocak 2017 Çarşamba

UYKUNUN YAZA AÇILAN KAPISI

         
“Bir sonraki öyküye odaklanmakta zorluk çekiyorsanız, bu durum elinizdekinin iyi bir öykü kitabı olduğunu gösterir,” diye yazmıştım Twitter’da, bir zaman önce. O günlerde benim elimdeki kitap Colombre idi. Dino Buzatti’nin dünyasına yabancıydım, öykülerdeki fantastik unsurları önce yadırgamıştım ama çabuk alıştım, bariz farklıydılar, vurucu ve kuvvetli bir etkileri vardı. Colombre’de yeni bir öyküye geçmek için bir öncekini iyice sindirmek gerekiyordu.


Barış Bıçakçı’nın Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra isimli romanında ise durum daha beter! Değil öbür bölüme, diğer sayfaya geçmek, bazen bir paragraftan ötekine ilerlemek bile zaman istiyor. Okuduğunuz cümleler sizde şöyle kafanızı bir kaldırıp düşünme isteği uyandırıyor. Hani eleştirmenlerin ‘duygulanım yaratmak’ dedikleri şey. Bıçakçı’yı her okuyuşumda yeniden hayret ediyorum, bir yazarın bu kadar az cümleyle, kısacık paragraflarla böylesine bir etki uyandırabilmesi…

Ben Veciz Sözler dışında yazarın tüm kitaplarını okudum ama öyle görünüyor ki en güzelini, sona saklamışım. Sinek Isırıklarının Müellifi’ni ve Bizim Büyük Çaresizliğimiz’i çok severim ve bu iki kitabı yeniden okumak isterim.  Ama Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra şimdi benim için Bıçakçı romanları arasında bariz bir şekilde öne çıkıyor Yazarın kitap boyunca sürdürdüğü sakin, gailesiz üslubu aslında derinlerde bir yerlere ulaşıyor, dokunuyor. Başak’ın -daha çok onun intiharının- etrafında gelişen bir konu, kendi konumlarını Başak’tan kalanlara göre hizalamaya çalışan, yerlerini kaybetmişler karakterler: Türkan Hanım, Umut, Abidin, Nergis, Ahmet… Bıçakçı’nın tüm romanlarında olan hayatla ilgili, zihinle ilgili ayrıntılar kuşatıyor okuru. Kitapta pek çok bölüm ayrı, bağımsız bir öykü olarak da okunabilecek nitelikte. Mesela ben, Abidin'in köylülerle otururken ortamda sessizlik olmaması için ve sohbetin bir şekide sürmesini sağlamak için olağanüstü çaba gösterdiği bölümü olağanüstü buluyorum. Odada herkes susunca kendini suçluyor Abidin, bir tür sorumluluk hissiyle yeni konular açıp duruyor, "zihnini bir ağaç gibi sallayıp zorlayarak."    

Şu da Uykunun Yaza Açılan Kapısı adlı bölümden: 

"Anne bana bak! Anne bana bak!" dedi küçük kız, iki eliyle annesinin çenesini tutmuş başını kendisine doğru çevirmeye çalışıyordu.

Kadın yerden kalkmadan döndü, sırtını radyatöre dayadı, sol omzunun hemen altından küçük kızı gözlerini dikmiş bakıyordu. Elini uzatıp parmaklarını annesinin kıvırcık saçlarına  geçirdi. Nereden nasıl geleceğini bilmediği bir şeyi bekler gibi biraz huzursuz, öğle uykusunu bekliyordu.

"Uykunun yaza açılan bir kapısı varmış," dedi kadın "Bazen başka mevsimlere de açılırmış bu kapı, ama en çok yaza açılırmış. Kapı öyle küçük, öyle küçükmüş ki yalnızca uyuyan çocuklar geçebilirmiş bu kapıdan." Bir an sustu, bunları nasıl uydurduğuna şaşırdı.

"Önce ben!" dedi küçük kız, "Önce ben geçeceğim!" Annesinin saçına iyice asıldı.


Bir de şu var, hoşuma giden: Bıçakçı olay örgüsünün detaylarıyla fazla uğraşmıyor. Sanki bize, roman böyle de yazılır der, gibi bir havası var kitabın. Örneğin, başlarda bir yerde Başak ve Ahmet’in tanışmalarına tanık oluyoruz. Birkaç bölüm geçince, yani başka başka şeyler anlatıldıktan sonra, bu kez onları bir kafede -ilişkilerinin belli bir aşamasında- baş başa otururken görüyoruz. Yazarın bu tutumu, onu, bir olay örgüsü oluşturmak için yapay diyaloglara, zorlama rastlantılara yaslanan kimi müelliflerden bariz bir şekilde ayırıyor (ne çok bariz dedim!) 

Barış Bıçakçı romanlarında karakterler genelde edebiyat ve sanatla içiçedirler. Hep başka romanlara, başka öykülere göndermeler vardır. Ben Judith Herman'ın Yaz Evi, Daha Sonra'sından böyle haberdar olmuşumdur.  Flannery O'connor'ın İyi İnsan Bulmak Zor adlı öykü kitabını bu yüzden edinmişimdir. Şimdi bu yolu takip ettiğimde  varacağım yer de büyük ihtimalle Veciz Sözler olacaktır. 

Bilirsiniz, bazı kitapların diğer kitaplara açılan bir kapısı vardır. İşte onlar iyi kitaplardır.

2 yorum:

tugaydin dedi ki...

'Bilirsiniz, bazı kitapların diğer kitaplara açılan bir kapısı vardır. İşte onlar iyi kitaplardır'

ek : 'Bazı kitapları tekrar tekrar okumalı , bazı insanlarla tekrardan tanışmaya gerek yok..'

nhuthuy dedi ki...

Thanks for sharing, nice post! Post really provice useful information!

An Thái Sơn chia sẻ trẻ sơ sinh nằm nôi điện có tốt không hay võng điện có tốt không và giải đáp cục điện đưa võng giá bao nhiêu cũng như mua máy đưa võng ở tphcm địa chỉ ở đâu uy tín.

                    KİTAPLAR ÇEVRELER Bir Gazetecinin Edebiyat Adamı Olarak Portresi I. Metin Münir’in Zavallı Kalbimi Rahatlat adlı...