Arabamı okulun karşısındaki yola park edip telefonda
Cengiz Kurtoğlu’nu buluyorum. Bluetooth? Evet, açık. Saat 16.20’ye yaklaşıyor; birazdan
öğrenciler bahçe kapısından neşeyle konuşarak çıkacaklar. Aras arabaya
bindiğinde Küllenen Aşk ikinci kez çalıyor olacak. Kocaman okul binasına
bakıyorum ve aklımdan şu soru geçiyor: Acaba seneye nerede, hangi okulda? Oğlumun
bu açıdan şanslı olduğunu düşünüyorum. İlkokulu üç adım ötedeydi, ortaokulu ise
iki adım. Derken Aras geliyor, arka koltuğa kuruluyor. Arabayı çalıştırıyorum. Telefondan
mı çalıyor, diye soruyor, şarkıyı duyunca. Gülümsüyorum. Adem Lajic’in
videoları bu aralar pek revaçta! Tabii sadece ‘meseleyle’ yakından ilgilenenler
için: Bir gönül meselesi yüzünden formdan düşen ve kadro dışı kalan ünlü
futbolcuyla ilgili internette pek çok klip dönüyor. Lajiç’in eski sevgilisiyle fotoğrafları
eskinin taverna /arabesk şarkıları eşliğinde ekrandan akıyor! Çünkü, nasıl
derler, kırık kalpler her zaman ilgi çeker. İşte Küllenen Aşk bu
şarkılardan biri. Öyle görünüyor ki, otuz yıl öncesinin bu damar şarkıları Z
kuşağı içinde de sağlam bir kitle bulmayı başarmış!
Doğrusu şarkıyı ben de seviyorum; hatırlıyorum.
Belki de sadece hatırladığım için seviyorum. Okulların paydos saati, kalabalık
trafikte sakince gidiyoruz ve eve varana kadar oğlumla Cengiz Babaya eşlik ediyoruz.
Sanki meyhanede kadeh tokuşturan iki kafadarız: Bir mecnun yarattın,
çöldeyim şimdi /Eskiden volkandım, kül oldum şimdi / En büyük aşkımdın,
el oldun şimdi!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder