Dişçiden çıktık.
Arabaya doğru yürüyoruz. Aras’ın bir yanağı şiş, gene de oynaya zıplaya gidiyor
iki adım önümde. Genelde yaptığı gibi kendi kendine konuşup duruyor. Ama o da
ne? Ayaklarında galoşlar duruyor Aras’ın, galoşlarını çıkarmayı unutmuş.
Bakıyorum, bende de durum aynı, binadan çıktığımız gibi atmışız kendimizi
dışarı, sokağın ortasına kadar gelmişiz, öyle galoş galoşlu!
Duruyorum. Aras da durup dönüyor. Bak! Ne oldu baba? Bak! Bir an bekliyor, anlamsız anlamsız yüzüme bakıyor. Sonra ayaklarıma kayıyor gözleri ve sonra da kendi ayaklarına. O an çocuk gözleri büyüyor, bir “Hadi be!” patlatıyor. Ve birlikte bir kahkaha koy veriyoruz.
Duruyorum. Aras da durup dönüyor. Bak! Ne oldu baba? Bak! Bir an bekliyor, anlamsız anlamsız yüzüme bakıyor. Sonra ayaklarıma kayıyor gözleri ve sonra da kendi ayaklarına. O an çocuk gözleri büyüyor, bir “Hadi be!” patlatıyor. Ve birlikte bir kahkaha koy veriyoruz.
***
Eve geliyoruz. Biz
daha sitenin girişindeyken Nilay, arabanın sesini duymuş olacak, kapıya çıkıyor. Halimize bakıp gülüyor: “Hey Allah’ım..!”
diyor. “Ne yaptınız siz, şaşkınlar?”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder