erken gidecek diye
yani öyle küçükken falan değil sadece
-ki o çok normal-
-ki o çok normal-
büyüyünce de
mesela üniversitedeyken
hatta çakı gibi bir askerken bile
koyu bir korkuydu duyduğum
baba kaybı üzerine
lisede staja, uzaklara gittiğim bir gün
hiç unutmam
iznik’te kalkmasını beklerken bir J9’un
burnuma geldi kazağının kokusu
sarıldım hayaline
hadi orda da küçüktüm diyelim
ama ben, şimdi, yani bugün,
böyle kazık kadar bir adamken bile
hep bir ihtiyaç duyarım sanki babama
türk halkı gibi aynı
bir gün bahadır da aynı şeyi söyleyince
en son ne zaman ağladınız’ı konuşuyorduk
why do people crymevzu bahsinde
erkekler ağlar mı hiç gibisinden,
bir soru çıkardıydım cebimden
sırf sınıfı fış fışlamak için,
öğlene yaklaşan bir saatti,
hala uyku akan gözlere tuttuydum soruyu,
bahadır “daha bu sabah ağladım ben” dedi,
“babamı gördüm rüyamda. ölmüştü.
ne yapayım, tutamadım kendimi.”
sınıf toparlandı biraz, herkes oturduğu yerde doğruldu
boğazlar temizlendi
uykuyu kovmuştuk oradan
ve bir an için yaşadı herkes o kadim endişeyi
girdik bahadır’ın türkçe rüyasına
o ders unuttuk İngilizceyi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder